Özgürlük kavramı etrafında yapılan bir başka tartışmaya göre, özgürlüğü pozitif ve negatif özgürlük diye ikiye ayırmak mümkün. Negatif özgürlük kavramını savunanlar, özgürlüğü insanların istediklerini yapmalarının önünde duran engellerin kaldırılması olarak tanımlıyorlar. Yani özgürlük, kişinin istediğini yapabilmesidir. Negatif özgürlük kavramı, özgürlüğün ne olduğunu değil, ne olmadığını tanımlar. Bir başka ifadeyle özgürlüğün asgari şartlarını tasvir eder.
İlk bakışta makul gibi görünen bu tanım, bizi pek çok çıkmaza götürür. Örneğin bilerek ve isteyerek köle kalmak isteyen bir kişinin özgür olduğunu söyleyemeyiz. Zira köleler tanımları gereği özgür değildirler. Belki o kişinin bu isteğine saygı gösterebiliriz.
Ama “özgürlük nedir?” sorusu açısından baktığımızda, bu kölenin özgür olmadığını ifade etmemiz gerekir. Aynı şekilde, bir kişiye uyuşturucu kullanma hakkını vermek onu özgür kılmak demek değildir. Zira o eylemin neticesi özgürlük değil, bağımlılıktır.
Bu örnekler şunu gösteriyor: Özgürlüğü sadece negatif bir kavram, yani her tür kaydın yokluğu olarak tanımlayamayız. Özgürlüğü her tür kayıttan bağımsızlık olarak görenler, özgürlük ile kimliksizliği, köksüzlüğü ve aidiyetsizliği birbirine karıştırıyorlar. Modern bireyin özgürleşme adına “yersiz-yurtsuz” bir varlık haline gelmesi bir tesadüf değil. Bizde batılılaşma ve modernleşme adına yapılan özgürlük tanımları, hep böylesi bir köksüzlüğe kapı aralamıştır. Oysa özgürlük, sonlu ve sınırlı olan kayıtlardan kurtulup, sonsuz ve ebedi olana doğru kanat açmak, o varlık aleminde pişmek ve kemale ermektir.
Bu anlamda özgürleşmek, sadece yatay değil, aynı zamanda ve belki de öncelikle dikey bir süreçtir. Özgürleşen kişi, daha fazla tüketim kaygısıyla hareket etmez. O, kendine ayak bağı olan engellerden kurtuldukça yükselen, yükseldikçe özgürlüğün gerçek manasını kavrayan ve bundan sonra altından da olsa bir kafese asla razı olmayacak kuş gibidir. Bu yüzden Hz. Mevlâna bakın özgürlüğü nasıl tanımlıyor:
“Ey oğul; bağı çöz, özgür ol!
Ne zamana kadar altın ve gümüşün esiri olacaksın?
Ey ikbal nöbetine erişen! Kendine gel, sevinme!
Sen nöbette geçicisin; özgürlük taslama
Bir zamancağız şu hileyi, düzeni bırak da
Ölümden önce bir kaç solukluk zaman da hür yaşa!”
Gittikçe daralan dünyamızda bu özgürlük anlayışını yeniden inşa etmek zorundayız

Leony Li
By
Published: 2014-11-26T11:37:00-08:00
Özgürlük kayıtsızlık demek değil
By
Published: 2014-11-26T11:37:00-08:00
Özgürlük kayıtsızlık demek değil