Safa getirip safa bulmanın bu vechesi dost ziyaretlerinin nasıl bir maksat gözetilerek, hangi çerçevede yapılacağına işaret ediyor. Aynı tabir dostun tarifini de veriyor. Safa halini kemâl mertebesinde yaşayan Allah dostlarına,
 “saf hale gelmiş, maddeden arınmış, nefsinin tasallutundan kurtulmuş” manasına “asfiya” denir. Kastedilen, hususen evliyanın ilimde mütebahhir olan müçtehit ve muhakkikleridir ama asıl asfiya “sıddîk”lerdir. Çünkü Elest Meclisi’ndeki ahdimize sadık kalmakla ulaşılır safa haline. Sıdk ve sadakatin timsali Hz. Ebubekir r.a. asfiyanın en büyüğüdür bu sebeple. Sıddîklere mahsus sadakatin alameti, Dost’un gayba dair verdiği haberlere şeksiz şüphesiz inanmaktır. Sorulan keyfiyeti müşahede etmemesine rağmen “O söylüyorsa doğrudur!” diyebilecek kadar dostundan emin olmaktır. Her badirede dostunun yanıbaşında bulunmak, O’na asla muhalefet etmemek, O’nu tehlikelere karşı korurken yaşadığı acıya rağmen “of” bile dememektir. Böyle bir dostluk elbette Allah’a dost olmanın eseridir. Cenab-ı Hakk’ı dost edinenler O’nun dostlarını da dost edinecektir.
Şu halde dost ziyaretlerinde daha çok bir temenni sadedinde söylenen “– Safa getirdin. – Safa bulduk.” sözleri Hz. Ebubekir r.a.’in örneklediği dostluğun talep edilmesidir aynı zamanda. Hz. Ebubekir r.a.’ın dostluğu asfiya olmanın neticesidir madem, evvelemirde safa halinin aranmasını gerektirir. Safa arayışı, temenni seviyesinde bile Sıddîk-i Ekber’e benzeme gayretinin, O’nun gibi bir dost olma niyetinin ifadesidir. Böyle bir niyet samimiyse eğer, mutat ziyaretlerdeki temenni ile yetinmeyecek, safa halinin hakikaten yaşandığı Allah dostlarının meclislerine akacaktır. Dost orada belli olur. Kibir, enaniyet ve iradesini terk edip bütün ağırlıklarını atabiliyor, soyunup vahdet denizine dalabiliyorsa dosttur; safa bulmuştur. Gittiği her yere safa götürecektir artık.

Leony Li
By
Published: 2014-12-21T08:30:00-08:00
Sıddîk-i Ekber gibi dost
By
Published: 2014-12-21T08:30:00-08:00
Sıddîk-i Ekber gibi dost

 




 
         
 
 
 
 
