Allah Rasulü s.a.v. bir gecede aşılmaz nice mesafeler kat etmiş, gitmediği yerlere gitmiş, görmediği yerleri görmüştü. İsra ve mübarek Miraç…Mescid-i Aksa’yı görmüştü ki, bir mübarek beldeydi, ne mübarek beldeydi.Sabah olduğunda yaşadıklarını anlattı. Kureyş, hani ona “emin” diyen, güvenen, inanan Kureyş yalanladı:
- Hiç öyle şey olur mu? Bir gecede! Muhammed aklını iyice yitirdi.
- Söylediklerin doğruysa bize Mescid-i Aksa’yı anlat, dediler. Mescidin ayrıntılarını sordular.
Allah Rasulü s.a.v. o gece gördüklerinin etkisinden bu gibi ayrıntılarla pek fazla ilgilenmemişti. Canı sıkıldı ki, hiç böyle sıkılmamıştı. Bunun üzerine Allah Tealâ perdeleri kaldırdı, Mescid-i Aksa’yı Rasulü’nün gözlerinin önüne getirdi. İşte şimdi Kureyş soruyor, O da karşındaymış gibi anlatıyordu.
Kureyş şaşırdı. Zira kesinlikle biliyordu ki, Hz. Muhammed s.a.v. oralara hiç gitmemişti.
Şaşkınlığı kısa sürdü, toparlandı, hemen reddetti:
- Bu bir büyü! Muhammed’e büyü yapılmış!..
Sonra deliler gibi koşarak Hz. Ebu Bekir r.a.’ın yanına vardılar, olanları anlattılar. Hz. Ebu Bekir:
- O söylüyorsa doğrudur. Anlattıklarına inanıyorum. Siz de inanın, dedi.
Ve Hz. Ebu Bekir r.a.’a “sıddîk” denildi. Sıddîk, yani doğru olan ve doğru olanı tasdik eden… Canıyla, malıyla gönülden doğrunun yanında olan…
Onu her halinde anlayan…
Onu her halinde anlayan…

Leony Li
By
Published: 2014-12-09T15:00:00-08:00
O söylüyorsa doğrudur!
By
Published: 2014-12-09T15:00:00-08:00
O söylüyorsa doğrudur!