Bu seküler ve hazcı kültüre kendimizi bıraktıkça duyarsızlaşıyor, duyarsızlaştıkça dinî ve insanî değerlerimize uzaklaşıp yabancılaşıyoruz.
Halbuki Peygamber Efendimiz s.a.v. egoyu (nefsi) hayatın merkezine alıp, onun tatmini peşinde koşmanın hissiyatı kör edeceğini bakın nasıl haber veriyor:
“Nefsinizin isteklerine (hevâya) uymaktan sakının. Çünkü o sizi sağır ve kör eder.”
Yine Kur’an-ı Kerim, nefsinin tatmini peşinde koşanları: “Hevâsını (kötü duygularını) kendisine ilâh edinen kimseyi gördün mü?” (Furkan, 43) ayetiyle hayret ve kınamayla anıyor.
O halde şimdi çölleşen vicdanlara su serpmenin, hadiselere karşı duyarlı olmanın, iyiliği emredip kötülükten sakındırmanın ve ortak değerlerimizle yeniden barışmanın tam vaktidir. Hatırdan çıkarmayalım, müminler, kendilerine Rablerinin ayetleri hatırlatıldığında, onlara karşı sağır ve kör davranmazlar. (Furkan, 73)

Leony Li
By
Published: 2014-12-27T15:22:00-08:00
Niyet ve hamle
By
Published: 2014-12-27T15:22:00-08:00
Niyet ve hamle