Zulüm, fıtratı bozulmuş, gönlü kirlenmiş, vicdanı kararmış insanların işidir. Zulüm işleyenler belki dünyada nefslerini tatmin edebilir, emellerine ulaşabilirler. Ancak ahirette kendilerini kötü bir sonun beklediğini asla unutmamalıdırlar.
Zulmün cezası yalnız ahirette değildir. Zalim, dünyada da belasını bulur. Halka zulmedenler, halkın malına, ırzına, haklarına tecavüz edenler, kan akıtan, yürek sızlatan zalimler bilsinler ki Allah dünyada da onlar için birçok felaket ve musibet hazırlamıştır. Çünkü üç şey var ki cezası daha dünyada erişir, ahiret hesabı da baki kalır. Birincisi, hile ve münafıklık yapanlar, iftira edenler. İkincisi, zulmedenler, üçüncüsü de emanete hıyanetlik yapanlar… Allah bunlara bir müddet fırsat verse de asla ihmal etmez. İlahî adalet her zaman vardı, şimdi de var. Zalimler mutlaka cezalarını bulacaktır.
Zulmün cezası yalnız ahirette değildir. Zalim, dünyada da belasını bulur. Halka zulmedenler, halkın malına, ırzına, haklarına tecavüz edenler, kan akıtan, yürek sızlatan zalimler bilsinler ki Allah dünyada da onlar için birçok felaket ve musibet hazırlamıştır. Çünkü üç şey var ki cezası daha dünyada erişir, ahiret hesabı da baki kalır. Birincisi, hile ve münafıklık yapanlar, iftira edenler. İkincisi, zulmedenler, üçüncüsü de emanete hıyanetlik yapanlar… Allah bunlara bir müddet fırsat verse de asla ihmal etmez. İlahî adalet her zaman vardı, şimdi de var. Zalimler mutlaka cezalarını bulacaktır.
Kötülüğü ile meşhur olan pek çok insan vardır. Fakat kötü işlerle onur ve huzur bulan yoktur. İnsanların en çok cehenneme girmelerine sebep olan da, başkalarına yaptıkları haksızlıktır. Bu zulümler başta hakkın iadesi, sonra tövbe ve terbiye ile temizlenirse ne âlâ, yoksa her kötülüğün bir hesabı ve cezası vardır. Mazlumlar hasretle o günü beklemektedirler. Çünkü Allah Tealâ, zalimlerden mazlumların hakkını almak için o günü belirlemiş ve adaleti yerine getireceğini vaat etmiştir. Kur’an’ın ifadesiyle kıyamet günü, “Sonra o zalimlere, ‘Ebedî azabı tadın bakın! Siz dünya hayatında neyi hak ettiyseniz, sadece onun karşılığını göreceksiniz’ denir” (Yunus, 52) buyurulmaktadır.
Hz. Peygamber s.a.v. Miraç gecesinde üçüncü kat semada gördüğü bir taşı Cebrail a.s.’a sormuş, o da:
Hz. Peygamber s.a.v. Miraç gecesinde üçüncü kat semada gördüğü bir taşı Cebrail a.s.’a sormuş, o da:
– Bu taş Lut kavmine atılan taşlardan artakalan bir taştır, ümmetinin zalimlerine hazır beklemektedir, dedikten sonra “Bu taşlar, Rabbinin katında işaretlenmiştir. Bunlar zalimlerden hiçbir zaman uzak olmayacaktır.” (Hud, 83) ayetini okumuştur.” (Bursevî, Rûhu’l-Beyan, 4/224)
Hz. Peygamber s.a.v. Cebrail a.s.’a buradaki zalimlerden kastın kim olduğunu sorduğunda:
– Ümmetinin zalimleri de dahildir. Hiçbir zalim yoktur ki semadan her saat düşen taşlardan birine hedef olmasın, demiştir.
Rivayete göre bir gün Hz. Peygamber s.a.v. ashabıyla birlikte mescitte otururlarken büyük bir yıkıntı sesi işittiler. Bir duvar yıkıldı zannederek endişelendiler. Allah Rasulü s.a.v.:
– Bu yıkıntının ne olduğunu biliyor musunuz, diye sordu.
– Allah ve Rasulü daha iyi bilir, dediler. Hz. Peygamber s.a.v.:
– Bu Allah’ın yetmiş sene önce cehennemin üst tarafından attığı bir taşın sesidir ki dibine şimdi varmıştır, buyurdu.
Hz. Peygamber s.a.v. sözlerini bitirince münafıklardan birinin evinden büyük bir feryat işitildi. Yetmiş yaşındaki bir münafık tam o vakit ölmüştü. (Müslim, Cennet, 31; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/371). Hak Tealâ da ibret olması için onu işittirmişti.
Hz. Peygamber s.a.v. sözlerini bitirince münafıklardan birinin evinden büyük bir feryat işitildi. Yetmiş yaşındaki bir münafık tam o vakit ölmüştü. (Müslim, Cennet, 31; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, 2/371). Hak Tealâ da ibret olması için onu işittirmişti.
Leony Li
By
Published: 2014-10-22T13:46:00-07:00
Zulmün büyük cezası
By
Published: 2014-10-22T13:46:00-07:00
Zulmün büyük cezası